siyasett
Beklenen gün geldi ve 20 Ocak itibarı ile Trump koltuğa oturarak Amerika’nın 47. Başkanı olarak göreve başladı.
Trump’ın seçim kampanyalarında ve göreve gelir gelmez yaptıklarına baktığımızda, Amerika ve dünya siyaseti açısından iki önemli durumun ortaya çıkacağı görülmektedir.
Bunlar; ekonomi ve ekonomiye bağlı siyasi gelişmeler şeklinde ifade edilebilir.
Trump’ın koltuğa oturur oturmaz imzaladığı 100’e yakın genelgenin ağırlıklı olarak iç siyasete ve ekonomiye ait kararlar olduğunu görüyoruz.
Meksika sınırının kaçak sivil geçişlerine tamamen kapatılması da diğer önemli gelişmelerden bir tanesi diyebiliriz.
Çünkü bu karar Amerika’da bulunan tüm kaçak göçmenlere yönelik genişletilecek bir karar olarak görünüyor.
Diğer bir durum; Ukrayna ve Rusya savaşı ile İsrail’in katliam yaptığı Filistin meselesine karşı Trump’ın tavrının ne olacağı?
Görünüşte Gazze’de sular durulmuş gibi görünse de Batı Şeria’da katliamların devam etmesi, Gazze’de her an barış anlaşmasının İsrail tarafından ihlal edileceği korkusunu ortaya çıkarmaktadır.
Yani bir güvensizlik ortamı vardır.
Yine Ukrayna ve Rusya savaşında henüz ne olacağı ile alakalı durum belli değil. Trump bu konuda henüz net bir adım atmadı. Seçim sürecinde sıkça dile getirdiği ‘’Barışçıl Siyaset’’ söylemine ne kadar uyacak, göreceğiz.
Yaptığı en önemli icraatlardan birisi; Transların toplum içerisinde gençlerin ve insanlığın geleceğine yönelik büyük bir ahlak çöküntüsü yarattığı ve buna izin verilmeyeceği yönünde almış olduğu kararı ve uygulamasıdır.
Bu kararın diğer ülkelerde de örnek alınıp uygulanmasını diliyorum.
Kabineye aldığı dünyaca ünlü zenginlerin varlığı ve yeni vergilendirme sistemi, ekonomik alanda çok daha fazla gelişmeler kaydedileceğini göstermektedir.
Ekonomik çalışmaların varlığı doğal olarak Yahudi lobisi ile yapılacak sıkı temasları ve tavizleri göstermektedir.
Bu nedenle İsrail başta olmak üzere dünya Yahudileri Trump döneminde en üst düzeyde korunup kollanacaklardır.
Bu durum bu dönemin aynı zamanda ‘’Yahudiler Dönemi’’ olacağının da bir göstergesidir.
Türkiye olarak da bizi ilgilendiren iki konu var. Türkiye Nato ilişkisi ve askeri alandaki savunma iş birlikleri.
Trump, Türkiye-ABD ilişkileri, özellikle savunma işbirliği ve diplomatik angajman açısından yeni fırsatları ve riskleri beraberinde getirecek. Uzmanlar, Trump’ın geçmişte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile sergilediği doğrudan ve pragmatik diyalog tarzını sürdürerek, iki ülke arasındaki ilişkilere daha olumlu bir yaklaşım gösterebileceğini öngörüyor.
Özellikle Trump’ın pragmatik yaklaşımı, NATO müttefikleri arasındaki anlaşmazlıkları aşmada ve ortak çıkarları öncelemede etkili olabilir.
Türkiye’nin F-16 modernizasyon süreci ve NATO operasyonlarına entegrasyonu, ABD ile savunma işbirliğinin önemli bir ayağı olarak öne çıkıyor.
Trump’ın ikinci döneminde, Türkiye’nin F-35 programına geri alınması gibi kritik konuların yeniden gündeme gelmesi muhtemel.
Ankara’nın NATO’nun güney kanadındaki stratejik önemi ve askeri kabiliyetleri, hem bölgesel güvenliği sağlamak hem de transatlantik bağları güçlendirmek için hayati bir rol oynuyor.
Kısacası, Trump’ın alacağı karalar hem Türkiye hem de dünya açısından kritik önem taşımaktadır.
Şu ana kadar atılan adımlar durumun çokta iç açıcı olmadığını göstermektedir. Zamanla her şey daha net bir şekilde görülecektir.
Selam ve dua ile Allah’a emanet olun.
